Hikaye Bölüm 32 Final
Herşey yolunda gidiyordu artık elimden tüm bunlardan biran önce kurtulmak için dua etmekten başka birşey gelmiyordu. hoca şekilleri çizdi. atakanla aynaları hocanın dediği gibi yerleştirdik. birtane ayna yerdeydi diğer aynaları duvara yaslamıştık. hoca herşey hazır dedi ve perdeleri çekti gidip kapıyı kontrol etti ve yere oturdu. hepimiz yerdeki aynanın etrafına toplanmıştık hocam külleri arapça birşeyler söyleyerek yerdeki aynanın üzerine serpti. o yerdeki aynanın üzerine külleri serptikçe diğer aynalar kararıyordu. hoca sanki kontrolünü kaybetmiş gibi arapça sözler edip bağırıyordu.birden susup atakana çevirdi aynada olan gözlerini, atakanın gözlerinden ise sadece korku görülebiliyordu. hoca tekrar aynaya dönüp
arapça bağırmaya başladı. artık yerdeki aynada kararmaya başlamıştı. ben diğer aynalara baktığımda hiçbirşey gözükmüyordu tamamen kararmışlardı. camın önünden alaycı bir şekilde gülme sesleri geliyordu. sesimi çıkaramıyordum çünkü yine başıma bir bela daha ekleneceğindem korkuyordum. tam o sırada.. duvara yaslı aynalardan çatlama sesi geldi. dönüp baktığımda biraz önce bahsettiğim hocanın çizdiği iç içe gecmiş üçgenler şeklinde çatladığını gördüm tek farkı üstünde arapça bir kelime yazıyordu o karanlıkta pek seçemedim ne yazdığını. aynalar çatlayınca camın önündeki sesler ciddileşmeye hatta kızgınlaşmaya başladı sanki bir telaş içindeydiler. hoca durup gözlerini kapattı ve aynaya doğru yaklaştı konuşmuyordu fakat yüz mimiklerinde çok ani değişimler oluyordu ve birden yerdeki aynada kırıldı parçalar heryere savrulmuştu haliyle hocamında yanağına bir parça cam saplanmıştı ama kan akmıyordu. onu burda kelimelere nasıl dökerim bilmiyorum. çok değişik birşeydi rengi desem renk yoktu sanki şeffaf bile değildi birşeyler yapmaya çalışıyordum ama sanki kaslarım işlevlerini yitirmiş gibiydi ne konuşabiliyordum ne hareket edebiliyordum sadece izliyordum. hocam cam parcasını yanağından çıkarmamıştı. yüzü kanı çekilen bir insan gibi morumsu bir renge bürünmeye başladı. hocam derin bir nefes alıp yerdeki kırılmış aynaya tükürdü. tükürüğün aynaya düşmesiyle atakanın gırtlağını yırtarcasına bağırması bir oldu. hocam gözlerini atakana dikti yavaşça arapça bir kelime söyledi ve elini yumruk yapıp havaya kaldırdı söylediği kelimeyi şiddetlendirerek tekrar ediyordu. hocam bağırdıkça atakan ağlamaya daha çok bağırmaya başlıyordu dışarıdaki sesler kesilmiş yerini acı bir inilti kaplamıştı. atakanın sesi incelmeye nefesi tükenmeye başlıyordu. ve sesi birden kesildi olduğu yere yığıldı. hocam gözlerini yukarıya dikip birşeyler söylemeye çalışıyordu ama söyliyemiyordu sonra bana baktı ve bir tokat attı o tokat beni kendime getirmişti. bu arada sonradan fark ettimki gelin gitmiş oturduğu yerde sadece bir gül vardı. hocam bana atakanı gösterdi boynuna dokunduğumda nabzının çok zayıf olduğunu hissettim. tüylerim diken diken olmuştu başım dönüyordu ayağa kalktım gözlerime hakim olamıyordum hayat kararmaya başlamıştı ve gözlerim kapandı.. uyandığımda hastaneseydim yanımda babam ve annem vardı hemen ayağa fırlayıp hocamı ve atakanı sordum. babam atakanın öldüğünü söyledi. kalp krizi tehşisi koymuşlar. hoca ise artık ne yazabiliyor nede konuşabiliyormuş. hocanın bana yaptığı onca iyliğe rağmen bidaha hiç yanına gitmedim. çünkü korkuyordum. artık herşeyden korkar olmuştum... hala bağzen banyoda bağzen apartman boşluklarında bir kahkaha işitirim. ama artık alıştım o duyduğum kahkahaya şükrettim. kazanmıştım..
SON
Hikayenin tüm bölümleri burada bitmektedir. Eğer hikayenin en başını kaçırdıysanız aşağıdaki bağlantıya tıklayarak hikayenin birinci bölümüne ulaşabilir ve tüm bölümleri sırasıyla okuyabilirsiniz.
>Hikayenin Birinci Bölümüne Ulaşmak İçin Tıklayın<
Bu tarz hikayelerin devamı ve paylaşımlardan öncelikli haberdar olmak için ABONE OL bağlantısına tıklayın ve daha sonra karşınıza çıkan ekranda izle butonuna tıklayarak sitemize abone olun ve birçok konuda öncelik kazanın:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder